Web Sitesi/Blog Oluşturma Sürecinin Olumlu ve Geliştirilebilir Noktaları
GİRİŞ
Web Sitesi ve Blog da daha iyi içerik geliştirmek hareketlendirmek ilgi odağı yapmak ve birçok insana ulaşmak için içeriklerin güzel ve elverişli olması oldukça önemlidir. Bu web sitesi ve blog da ister görsel olsun ister yazı ve makale olsun bloğu her açıdan geliştirmeli ve olumlu sonuçlar elde edilmelidir.
GELİŞME
Blog u zenginleştirmek ve daha dikkat çekici olması için zengin içerikler bulunur.
Gündem konuları ve günlük hayat daha çok işlenip içerikler daha çok günlük hayattan bulunmalıdır.
İnsanların blog sitesine ilk girdiğinde göze çarpan yere etkili görsel, özlü söz, bir düşünürün sözü veya atasözü konmalı ve site daha dikkat çekici olmalıdır.
Blog hangi alan da ise o alanla ilgili geniş araştırmalar yapılması elde edilen araştırmaların konulması ve bilime katkısı sağlanmalıdır.
Blog sitesinin içerdiği alan her kesime ve her türlü ziyaretçiye hitap etmelidir. Bu yüzden ona göre içerikler bulunup zenginleştirilmelidir. Çocuklar için bölüm oluşturulmalı, yetişkinler için kolayca erişebilmelidir.
İnsanların bir internet sitesine ilk girdiğinde göze çarptıkları şey hem görsel hem de renk uyumu oldukça önemlidir. Bu yüzden göz açıcı renk ve güzel etkili görselleri bulundurulmalıdır.
Blog da yer alan yazılar ve araştırmalar çok fazla uzun ve anlaşılması güç olmamalıdır. Kısa paragraflarla bilgi aktarılmalı, okuyucu anlamalı ve okurken kendisine bir şeyler katmalıdır.
Blog da kullanılan bir davet başlığı olmalıdır ve siteye misafir olan ziyaretçilerin ilgisini çekecek düzeyde olmalıdır.
Blog sitesini çok fazla insana ulaştırmak eriştirmek ve tanıtmak için sosyal medya hesaplarında tanıtımı yapılmalı ve duyurulmalıdır. Yayınlanan içeriklerden ise bazıları bu sosyal medya hesaplardan paylaşılmalı ve sosyal paylaşım butonu ekleyip birçok kesime ulaştırılmalıdır.
Blog yazılarının stili okuyucunun gözlerini yormadan büyük olmalı ve okumaya istekli elverişli olup dikkat çekici bir şekilde olmalıdır.
Blog da yer alan yazı görsel ve içerikler sosyal kanıtlarla güçlendirilmeli ve güvenilir kaynaklardan elde edilmelidir.
Blog sitesini oluşturduktan sonra güvenilen bir göze kontrol ettirilmeli, çevreye danışılıp, blokla ilgili görüş ve önerileri dikkate alınmalıdır.
Blog sitesine uygulanacak her türlü içerik titiz bir planlamayla yazılıp yerleri tasarımları ve türleri titiz bir şekilde önceden belirlenip sonra bloğa koyulmalıdır.
Blokta ki içerikler çok fazla teknik olmamalıdır. Samimi ve eğlenceli olmalı okuyucu ve ziyaretçinin ilgisini çekmelidir.
Blog sitesinde içerikleri oluşturmak için ön bilgi ve blog da yer alan konuyla alakalı uzmanlık alanı geliştirilmelidir. O alanla ilgili iyi bir bilgi sahibi olunmalı ve öğrenilmelidir.
Blog sitesinde üretilen içerikler uzun bir süre ara verilmemeli çok sık da olmadan uygun ve geniş zamanlarda hem de okuyucunun isteklerine göre içerik üretmeye devam edilmelidir.
Blok ta ara ara küçük anketler ve sorular kullanılmalı okuyucu ve ziyaretçinin fikir ve memnuniyeti alınmalıdır.
Blok ta misafir yazarda kabul edilmeli okuyucu ve ziyaretçilerden blokta yazı yazmak isteyenlere fırsat verilmeli değişim, fikir ve düşüncelere açık olunmalıdır.
Blog sitesi için kullanılacak logo ise profesyonelce hazırlanmış olmalı ve ilgi çekici yapılmalıdır.
Blog sitesi mobil konuma da uyumlu hale getirilmelidir. Okuyucuyla ziyaretçilerin kolay bir şekilde erişimi sağlanmalıdır.
Blog sitesinde ki içeriklerin yazım kuralları ve noktalama işaretlerine uyumu göz önünde bulundurulmalıdır.
Blog sitesinde önemli gün ve olaylar belirtilip yer almalıdır.
Blog sitesinde ki içerikleri hazırlayanın kendi üslup ve tarznı kullanılmalıdır.
İçeriklerin konusu ve durumuna göre yer geldi mi nesnel yeri geldi mi de objektif olunmalıdır.
Okuyucun daha da dikkatini çekmek ve ilgisini tutmak için gizemli ve ilginç bilgi ve olaylara da yer verilmelidir.
SONUÇ
Web Sitesi ve Blog internet ortamında kolayca erişilebilen ve her kesme açık olan sosyal ağlardır. Bu ağların içerikleri erişen her türlü insana ilgilenen ve faydalanacak olan kesime en güzel bir şekilde hitap etmelidir. İçerik ve tasarımının geliştirilmesi için bazı öneri ve uygulamalar yukarıda ifade edilmiştir. Bu öneri ve uygulamalar uygulandığı takdirde okuyucu, ziyaretçi ve birçok insanın ilgi odağı olacağı göz önünde bulundurulmalıdır. Topluma ve ilgilenen, araştıran kesime faydalı olacağı durumu da değerlendirilip görüş öneri ve yukarıda ifade edilen uygulamalar uygulanıp web sitesi ve blog geliştirilmeli ve olumlu sonuçlar alınmalıdır.
15 Haziran 2020 Pazartesi
3 Haziran 2020 Çarşamba
28 Mayıs 2020 Perşembe
Koronavirüs zamanında ücretsiz hizmet veren kuruluşlar
TÜBİTAK Dergilerinin tamamı ücretsiz erişime açıldı.
🧬Bilim ve Teknik
🔬Bilim Çocuk
🔭Meraklı Minik
📎 https://t.co/Cz6JEvocRC
Ayrıca
Evden çıkmadan gezebileceğiniz müzeler;
1. Pinacoteca di Brera - Milano https://pinacotecabrera.org/
2. Galleria degli Uffizi - Firenze https://www.uffizi.it/mostre-virtuali
3. Musei Vaticani - Roma http://www.museivaticani.va/content/museivaticani/it/collezioni/catalogo-online.html
4. Museo Archeologico - Atene https://www.namuseum.gr/en/collections/
5. Prado - Madrid https://www.museodelprado.es/en/the-collection/art-works
6. Louvre - Parigi https://www.louvre.fr/en/visites-en-ligne
7. British Museum - Londra https://www.britishmuseum.org/collection
8. Metropolitan Museum - New York https://artsandculture.google.com/Explorer
9. Hermitage - San Pietroburgo https://bit.ly/3cJHdnj
10. National Gallery of art - Washington https://www.nga.gov/index.html
Bir Corona fırsatçılığı yapabilirsiniz.
Berlin Filarmoni Orkestrası seyircili konserleri iptal olduğu için internet üzerinden yayına başladı.
digitalconcerthall.com adresinden basit bir kayıtla , şimdilik bir ay boyunca bütün yeni canlı konserler ve BÜTÜN ARŞİV ücretsiz .
🧬Bilim ve Teknik
🔬Bilim Çocuk
🔭Meraklı Minik
📎 https://t.co/Cz6JEvocRC
Ayrıca
Evden çıkmadan gezebileceğiniz müzeler;
1. Pinacoteca di Brera - Milano https://pinacotecabrera.org/
2. Galleria degli Uffizi - Firenze https://www.uffizi.it/mostre-virtuali
3. Musei Vaticani - Roma http://www.museivaticani.va/content/museivaticani/it/collezioni/catalogo-online.html
4. Museo Archeologico - Atene https://www.namuseum.gr/en/collections/
5. Prado - Madrid https://www.museodelprado.es/en/the-collection/art-works
6. Louvre - Parigi https://www.louvre.fr/en/visites-en-ligne
7. British Museum - Londra https://www.britishmuseum.org/collection
8. Metropolitan Museum - New York https://artsandculture.google.com/Explorer
9. Hermitage - San Pietroburgo https://bit.ly/3cJHdnj
10. National Gallery of art - Washington https://www.nga.gov/index.html
Bir Corona fırsatçılığı yapabilirsiniz.
Berlin Filarmoni Orkestrası seyircili konserleri iptal olduğu için internet üzerinden yayına başladı.
digitalconcerthall.com adresinden basit bir kayıtla , şimdilik bir ay boyunca bütün yeni canlı konserler ve BÜTÜN ARŞİV ücretsiz .
13 Mayıs 2020 Çarşamba
Cahit ARF
Egitsel içerikli materyal
Cahit Arf’in Yaşamı
11 Ekim 1910 yılında Selanik’te Dünya’ya gelen Cahit Arf, bir matematikçi olup Tübitak’ta Bilim Kolu Başkanlığı yapmıştı. Kısa bir süre için Galatasaray Lisesinde matematik öğretmenliği görevinden sonra İstanbul Üniversitesinin Fen Fakültesinde görev yapan Cahit Arf, yüksek öğrenimini Fransa’da yaptı. 1938 yılında ise Almanya’da doktorasını bitirdi. Cahit Arf 26 Aralık 1997 yılında hayatını kaybetti.
Doktorasını bitirdikten sonra yurda dönen Cahit Arf, 1962 yılına kadar İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesinde görev yaptı. Bu süre içinde önce profesör sonra ise ordinaryus profesör oldu. Bu tarihten sonra Robert Koleji’nde matematik dersi verdi. Kısa bir süre Amerika’da araştırmalar yapan Cahit Arf, 1967 yılında tekrar yurda döndü. Döndükten kısa bir süre sonra Kanada ve Amerika’daki üniversitelerden konuk öğretim üyesi olarak teklifler aldı.
ODTÜ Günleri Başladı
Ancak kendisi bu tekliflere cevap veremeden Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nden gelen telefon bu üniversiteye atandığını ve uçak biletinin yolda olduğunu söylüyordu ve artık Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nde göreve başlamıştı. 1980 yılında emekli oldu. Emekliye ayrıldıktan sonra TÜBİTAK’ın kurulmasında çok emeği geçti ve TÜBİTAK’a bağlı Gebze Araştırma Merkezi’nde görev aldı. 1983-1989 yılları arasında Türk Matematik Derneği başkanlığını yaptı.
Arf, İnönü Armağanı’nı (1943) ve TÜBİTAK Bilim Ödülü’nü kazandı (1974). Bu ödülü alırken yaptığı konuşmada ‘Bilim insanının amacı anlamaktır’ hemen ardından ‘ama büyük harflerle anlamaktır’ sözüyle kendine göre bilim insanını açıklamıştır. Onuruna yapılan cebir ve sayılar teorisi üzerine uluslararası bir sempozyum, 1990’da 3-7 Eylül tarihleri arasında Silivri’de gerçekleştirilmiştir. Halkalar ve geometri üzerine ilk konferanslar da 1984’te İstanbul’da yapılmıştır. Arf, matematikte geometri kavramı üzerine bir makale sunmuştur. Cahit Arf, 1997 yılının Aralık ayında ağır bir kalp hastalığı nedeni ile ölmüştür.
Cahit Arf’in Matematik Alanındaki Çalışmaları
Cahit Arf, cebir konusundaki çalışmalarıyla dünyaca ün kazanmıştır. Sentetik geometri problemlerinin cetvel ve pergel yardımıyla çözülebilirliği konusunda yaptığı çalışmalar, cisimlerin kuadratik formlarının sınıflandırılmasında ortaya çıkan değişmezlere ilişkin Arf değişmezi ve Arf halkaları gibi literatürde adıyla anılan çalışmaların yanı sıra “Hasse-Arf Teoremi” adı ile anılan teoremi matematik bilimine kazandırmıştır.
Cahit Arf, matematiği bir meslek dalı olarak değil, bir yaşam tarzı olarak görmüştür. Öğrencilerine sürekli: “Matematiği ezberlemeyin, kendiniz yapın ve anlayın.” demiştir.
Cahit Arf, “Matematik esas olarak sabır olayıdır. Belleyerek (ezberleyerek) değil,keşfederek anlamak gerekir” demiştir.
“Matematik de resim, müzik ve heykel gibi bir sanattır” diyerek matematiğin sanatsal yönünü vurgulamıştır.
covid-19 anısı
Ramazan ayının ilk günlerinde amcam iftar için ailecek bizi davet etmişti. Ne zamandır dışarı çıkmıyordum ve sürekli evdeydim canim da haliyle çok sıkılıyordu.bu ansızın gelen iftar davetine çok sıcak bakmıştım ve hemen gitmek istedim. Ancak ailem gitmek konusunda tereddütteydi.hergun sağlık bakanı verileri açıklıyordu ve bu bizi korkutuyordu. Vakalar artıyordu. Ailecek bizim toplanmamiz hep birarada olmamiz sofrada aralıksız oturmamiz ve sosyal mesafe kurallarını hiçe saymak oluyordu. Haliyle korona virüs gibi hemen bulaşan bir salgın için bu ortam kaçınılmazdı ve virüsün tasiyicisida bilinmediğinden bu tehlike ile karşı karşıyaydık. Özellikle evde anneannem 65 yaşın üzerinde ve astım hastası. Eğer virüsü kaparsa onu kaybetme şartımız hepimizden yüksek. Ailemle konuştuk ve kararımızı verdik ve bu sade daveti kabul edemedik. Ne varki amcam halalarimi ve diğer amcamida çağırmıştı. Aylardır gorusemedigimiz tüm akrabimla kuzenlerimle beraber olcaktik. O akşam gitmedik davete. Aradan 1 hafta gecmemistiki amcam yengem ve kuzenim yüksek ateş tanısıyla hastaneye kaldırıldılar. Hepsinin koronavirus testi pozitif çıkmıştı. Evleri yaşadıkları ve apartmani karantinaya aldılar. Amcanın yoğun bakımda olduğunu yengem ve kuzenimin tedaviye alındıklarını öğrendik. Kesinlikle ziyaretçi kabul etmiyorlardı. 2 gün sonra da halamın büyük kızınında hastaneye yattığını ve test sonucunun pozitif çıktığını öğrendik. Sonra halam sonra eniştem ve kuzenlerim. Hepsinin testi pozitif çıkmıştı. Neler oluyordu. Bu kadar bağlantılı bir şekilde tüm akrabalarımızda nasıl korinavirus bulaşmıştı.tabiki anlamak da geç kalmadık. Amcamin 1 hafta önceki verdiği davet bizi şüphelendirmisti. Niye kimse öyle oldu. Yapilan araştırmada virüs bir hafta önceki o davette bulaşmıştı tüm aileye. Virüsün kaynağı ise davetten 2 gün önce almanyadan gelen halamın büyük kızınındı. Ogrendikki karantinada durması gerekiyorken karantinadan kaçmıştı ve direk insanlarla temas kurmuş. Aci haberi de geç olmadan aldık. Amcam virüs Den vefat etmişti. namazini 4 kisi ile ve koruyucu elbiselerle kıldık. Tabutla defnettiler ve çok garip bir olum oldu. Kuzenlerim yengem ve halamda hala tedavideler ve durumları kritik. Iste o davete gideydik bizde virüs kalabilir meçhul bir şekilde hastanede olabilirdik. Ama bakanımız ve bilim kurulunun tavsiyeleriyle evde kaldık ve sosyal mesafeyi koruduk. Sevdiklerimizi düşündük ama yinede engel olamadık.
NEDİR, NASIL KORUNULUR?: KORONA VİRÜS HAKKINDA BİLMENİZ GEREKENLER
Haberlerden adını sıklıkla duyuyor ve gelişmeleri takip etmeye, korunma yolları bulmaya çalışıyoruz. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından acil durum ilan edilmesine neden olan korona (corona) virüs tüm dünyanın gündeminde. Peki, korona virüs nedir, virüsten korunmak için neler yapmalı? İşte, bu hastalık hakkında bilmeniz gereken detaylar:
Korona Virüs Nedir?
2019-nCoV olarak adlandırılan corona virüs, solunum yolları enfeksiyonuna neden olan bir virüs çeşididir. Yeni korona virüs, geçtiğimiz yıllarda dünyaya yayılan ve ciddi solunum yolu sorunlarına neden olan SARS-CoV ve MERS-CoV ile aynı ailedendir.
İlk olarak Çin’in Vuhan kentinde görülen ve buradan dünyanın pek çok ülkesine yayılan yeni tip corona virüsün; yaşlılarla birlikte kalp hastalığı, astım, diyabet, kanser, akciğer sorunları ya da bağışıklık sistemini zorlayan hastalığı olanları daha fazla etkilediği belirlenmiş durumda.
Korona Virüs Nasıl Bulaşır?
Korona virüsün bulaşma yolu damlacıklarla olur. Öksürme, hapşırma, gülme, konuşma nedeniyle ağızdan çıkan damlacıklar havada, tozlarda asılı kalabilir ve solunum ya da yüzeylere temas yoluyla insandan insana bulaşabilir. Solunum yoluyla hastalığın bulaşması için 1 metreden yakın temas gereklidir.
Hastalığın tanısının koyulması ise moleküler kan testleriyle mümkündür.
Korona Virüsün Kuluçka Süresi Ne Kadar?
Korona virüsün inkübasyon yani kuluçka süresi 2 ila 14 gün arasındadır. Yani vücut, hastalığa neden olan 2019-nCoV virüsünü aldıktan 2 ila 14 gün sonra hastalık belirtilerini gösterebilir.
Korona Virüsün Belirtileri Nelerdir?
Vücutta soğuk algınlığı ve grip ile benzer yansımalara neden olan corona virüsü belirtileri; yüksek ateş, öksürük, nefes darlığı, boğaz ağrısı ve burun akıntısıdır. Hastalığın şiddetli gerçekleştiği bünyelerde zatürre, ağır solunum sıkıntısı, böbrek yetmezliği de görülebilir. Üzülerek belirtmek gerekiyor ki ciddi vakalar ölümle sonuçlanabilir.
Korona Virüsten Korunma Yolları Nelerdir?
Dünyada acil duruma neden olan korona virüsten korunmak için bazı önlemler alabilir ve hastalıktan önemli ölçüde korunabilirsiniz. Şimdi, corona virüsten korunmak için ne yapılmalı, anlatalım.
Bağışıklık sistemi, vücuda giren ve zarar verebilecek virüslerle savaşır. Bu nedenle bağışıklık sistemini güçlü tutmak oldukça önemli. A, C, E, D, B12 gibi vitaminler bağışıklık sisteminin güçlenmesine katkı sağlar. Bu vitaminleri içeren yiyecekleri diyetinize dâhil edebilirsiniz. Buna ek olarak hekiminizden kan değerlerinize bakmasını isteyebilirsiniz. Bu sayede vücudunuzda eksik olan vitamin ve mineralleri, doktor tavsiyesiyle takviye olarak alabilir ve bağışıklığınızı güçlendirebilirsiniz.
Bol sıvı, özellikle de su tüketmek vücuttaki toksin maddelerin hızlıca vücuttan atılmasına yardımcı olur. Yani sıvı ihtiyacının çoğu zaman anlaşılamadığı kış aylarında yeterli miktarda su tüketmeye dikkat etmeniz şart!
Elleri sık sık yıkamak da korona virüsten korunmak için oldukça önemli bir yöntem. Özellikle toplu taşıma gibi kalabalık ortamlardan çıktıktan sonra sabun ve ılık suyla ellerinizi yıkamalısınız. Eğer elinizi yıkama imkânınız yoksa alkol bazlı el antiseptiği kullanabilirsiniz.
Kirli ellerinizle ağız, burun, göz ve çevresine dokunmamalısınız. Bu durum, elinizde bulunabilecek virüslerin temas yoluyla vücudunuza girmesine yol açabilir.
Kalabalık ve havalandırılmayan alanlara mümkün olduğunca girmemeyi tercih etmelisiniz.
Ev, iş yeri gibi alanları bolca havalandırmalısınız.
Sıklıkla dokunulan yerler olan kapı kollarını ve elektrik butonlarını dezenfektan ürünlerle temizlemeyi es geçmemelisiniz.
Eğer hasta olabileceğini düşündüğünüz biri varsa en az 1 metre uzakta durmaya, hatta mümkünse aynı ortamda bulunmamaya dikkat etmelisiniz. Hasta kişiye maske takması ve bir hekime görünmesi konusunda yönlendirme de yapmalısınız.
Soğuk Algınlığı ya da Gripseniz Diğer İnsanları Korumak İçin Neler Yapabilirsiniz?
Burada bahsettiğimiz elbette sadece korona virüs değil. Nezle (soğuk algınlığı) ya da grip gibi hastalıklarda da çevrenizdeki insanları korumak için bazı önlemler almalısınız.
Damlacıkların hava yoluyla yayılmaması için öksürür ya da hapşırırken ağzınızı kağıt bir mendille kapatmalı, ardından mendili kapalı bir çöp kovasına atıp ellerinizi yıkamalısınız. Eğer mendiliniz yoksa ağzınızı ve burnunuzu kapatmak için ellerinizi değil, dirseğinizi kullanmalısınız.
Önceliğiniz kalabalık alanlara girmemek olmalı. Fakat böyle bir zorunluluğunuz varsa kalabalık alanlarda (örneğin toplu taşıma araçları) ağzınızı ve burnunuzu kağıt mendille kapatmalı, hatta mümkünse tıbbi maske takmalısınız.
Hastalık Nasıl Tedavi Edilir?
Korona virüsün aşısı henüz bulunmamıştır. Yani aşılanarak korunmak ya da tedavi edilmek henüz mümkün değil. Bu arada korona virüsü tedavisi için antibiyotiklerin de fayda sağlamadığını belirtmekte fayda var. Çünkü antibiyotikler virüs değil, bakteriler üzerinde etkilidir. Üstelik bilinçsiz bir şekilde antibiyotik kullanmak sağlığınızı tehdit edebilir.
Corona virüsü tedavisi için solunum desteği ve ateş düşürücü ilaçların yanı sıra bağışıklık sistemini güçlendirici tedaviler uygulanır,
Haberlerden adını sıklıkla duyuyor ve gelişmeleri takip etmeye, korunma yolları bulmaya çalışıyoruz. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından acil durum ilan edilmesine neden olan korona (corona) virüs tüm dünyanın gündeminde. Peki, korona virüs nedir, virüsten korunmak için neler yapmalı? İşte, bu hastalık hakkında bilmeniz gereken detaylar:
Korona Virüs Nedir?
2019-nCoV olarak adlandırılan corona virüs, solunum yolları enfeksiyonuna neden olan bir virüs çeşididir. Yeni korona virüs, geçtiğimiz yıllarda dünyaya yayılan ve ciddi solunum yolu sorunlarına neden olan SARS-CoV ve MERS-CoV ile aynı ailedendir.
İlk olarak Çin’in Vuhan kentinde görülen ve buradan dünyanın pek çok ülkesine yayılan yeni tip corona virüsün; yaşlılarla birlikte kalp hastalığı, astım, diyabet, kanser, akciğer sorunları ya da bağışıklık sistemini zorlayan hastalığı olanları daha fazla etkilediği belirlenmiş durumda.
Korona Virüs Nasıl Bulaşır?
Korona virüsün bulaşma yolu damlacıklarla olur. Öksürme, hapşırma, gülme, konuşma nedeniyle ağızdan çıkan damlacıklar havada, tozlarda asılı kalabilir ve solunum ya da yüzeylere temas yoluyla insandan insana bulaşabilir. Solunum yoluyla hastalığın bulaşması için 1 metreden yakın temas gereklidir.
Hastalığın tanısının koyulması ise moleküler kan testleriyle mümkündür.
Korona Virüsün Kuluçka Süresi Ne Kadar?
Korona virüsün inkübasyon yani kuluçka süresi 2 ila 14 gün arasındadır. Yani vücut, hastalığa neden olan 2019-nCoV virüsünü aldıktan 2 ila 14 gün sonra hastalık belirtilerini gösterebilir.
Korona Virüsün Belirtileri Nelerdir?
Vücutta soğuk algınlığı ve grip ile benzer yansımalara neden olan corona virüsü belirtileri; yüksek ateş, öksürük, nefes darlığı, boğaz ağrısı ve burun akıntısıdır. Hastalığın şiddetli gerçekleştiği bünyelerde zatürre, ağır solunum sıkıntısı, böbrek yetmezliği de görülebilir. Üzülerek belirtmek gerekiyor ki ciddi vakalar ölümle sonuçlanabilir.
Korona Virüsten Korunma Yolları Nelerdir?
Dünyada acil duruma neden olan korona virüsten korunmak için bazı önlemler alabilir ve hastalıktan önemli ölçüde korunabilirsiniz. Şimdi, corona virüsten korunmak için ne yapılmalı, anlatalım.
Bağışıklık sistemi, vücuda giren ve zarar verebilecek virüslerle savaşır. Bu nedenle bağışıklık sistemini güçlü tutmak oldukça önemli. A, C, E, D, B12 gibi vitaminler bağışıklık sisteminin güçlenmesine katkı sağlar. Bu vitaminleri içeren yiyecekleri diyetinize dâhil edebilirsiniz. Buna ek olarak hekiminizden kan değerlerinize bakmasını isteyebilirsiniz. Bu sayede vücudunuzda eksik olan vitamin ve mineralleri, doktor tavsiyesiyle takviye olarak alabilir ve bağışıklığınızı güçlendirebilirsiniz.
Bol sıvı, özellikle de su tüketmek vücuttaki toksin maddelerin hızlıca vücuttan atılmasına yardımcı olur. Yani sıvı ihtiyacının çoğu zaman anlaşılamadığı kış aylarında yeterli miktarda su tüketmeye dikkat etmeniz şart!
Elleri sık sık yıkamak da korona virüsten korunmak için oldukça önemli bir yöntem. Özellikle toplu taşıma gibi kalabalık ortamlardan çıktıktan sonra sabun ve ılık suyla ellerinizi yıkamalısınız. Eğer elinizi yıkama imkânınız yoksa alkol bazlı el antiseptiği kullanabilirsiniz.
Kirli ellerinizle ağız, burun, göz ve çevresine dokunmamalısınız. Bu durum, elinizde bulunabilecek virüslerin temas yoluyla vücudunuza girmesine yol açabilir.
Kalabalık ve havalandırılmayan alanlara mümkün olduğunca girmemeyi tercih etmelisiniz.
Ev, iş yeri gibi alanları bolca havalandırmalısınız.
Sıklıkla dokunulan yerler olan kapı kollarını ve elektrik butonlarını dezenfektan ürünlerle temizlemeyi es geçmemelisiniz.
Eğer hasta olabileceğini düşündüğünüz biri varsa en az 1 metre uzakta durmaya, hatta mümkünse aynı ortamda bulunmamaya dikkat etmelisiniz. Hasta kişiye maske takması ve bir hekime görünmesi konusunda yönlendirme de yapmalısınız.
Soğuk Algınlığı ya da Gripseniz Diğer İnsanları Korumak İçin Neler Yapabilirsiniz?
Burada bahsettiğimiz elbette sadece korona virüs değil. Nezle (soğuk algınlığı) ya da grip gibi hastalıklarda da çevrenizdeki insanları korumak için bazı önlemler almalısınız.
Damlacıkların hava yoluyla yayılmaması için öksürür ya da hapşırırken ağzınızı kağıt bir mendille kapatmalı, ardından mendili kapalı bir çöp kovasına atıp ellerinizi yıkamalısınız. Eğer mendiliniz yoksa ağzınızı ve burnunuzu kapatmak için ellerinizi değil, dirseğinizi kullanmalısınız.
Önceliğiniz kalabalık alanlara girmemek olmalı. Fakat böyle bir zorunluluğunuz varsa kalabalık alanlarda (örneğin toplu taşıma araçları) ağzınızı ve burnunuzu kağıt mendille kapatmalı, hatta mümkünse tıbbi maske takmalısınız.
Hastalık Nasıl Tedavi Edilir?
Korona virüsün aşısı henüz bulunmamıştır. Yani aşılanarak korunmak ya da tedavi edilmek henüz mümkün değil. Bu arada korona virüsü tedavisi için antibiyotiklerin de fayda sağlamadığını belirtmekte fayda var. Çünkü antibiyotikler virüs değil, bakteriler üzerinde etkilidir. Üstelik bilinçsiz bir şekilde antibiyotik kullanmak sağlığınızı tehdit edebilir.
Corona virüsü tedavisi için solunum desteği ve ateş düşürücü ilaçların yanı sıra bağışıklık sistemini güçlendirici tedaviler uygulanır,
30 Nisan 2020 Perşembe
Dünya Sağlık Örgütünün (WHO) uluslararası halk sağlığı acil durumu ilan etmesine neden olan ve hâlihazırda devam eden, başladığı günlerde 2019-nCoV, daha sonra WHO’nun resmi kararıyla Covid-19 olarak adlandırılan salgın, 2019’un Aralık ayının son günlerinden beri dünyanın gündeminde. Salgına neden olan coronavirüs başlangıçta kulağımıza tanıdık gelmemiş olsa da aslında pek çok kişinin bu virüsün daha hafif türleri ile daha önce karşılaşmış olması muhtemel. Çünkü bu virüsün dört suşu yaygın soğuk algınlığı vakalarının yaklaşık beşte birinin sorumlusu. Coronavirüsler hem insanlarda hem hayvanlarda bulunabilen büyük bir virüs ailesinin bir parçası. Bazıları insanları enfekte edebiliyor ve yaygın olarak basit bir soğuk algınlığına ya da MERS (Orta doğu solunum sendromu) ve SARS (Ciddi akut solunum sendromu) gibi çok ciddi hastalıklara neden olabiliyor. 12_27_coronavirusu_mart_2020.indd 13 24.02.2020 10:13 14 Coronavirüsün alfacoronavirüs, betacoronavirüs, gamacoronavirüs ve deltacoronavirüs olmak üzere dört farklı cinsi var. Alfa ve beta coronavirüs insanları enfekte edebilirken, gama ve delta coronavirüs sadece hayvanları enfekte edebiliyor. Yirmi yıldan kısa bir süre önceye kadar coronavirüs, insanlarda hafif derecede hastalığa neden olan bir virüs olarak değerlendirildiği için aslında araştırmaların çok da odak noktası olmamış. Ta ki Çin’deki SARS salgınının arkasındaki patojenin bir coronavirüs olarak belirlendiği 2003 yılına kadar... Ardından, neredeyse 10 yıl sonra başka bir coronavirüs türü, MERS salgınıyla gene dünyanın gündemine oturdu ve şimdi gene başka bir coronavirüs türü neden olduğu salgınla dünyanın kâbusu oldu. Detaylı araştırmalar sonucunda, 2002 yılında Çin’de görülen SARSCoV’ün misk kedisinden, 2012 yılında Suudi Arabistan’da görülen MERS-CoV’ün ise çöl devesinden insana geçmesiyle salgınların ortaya çıktığı bulunmuş. Aralık ayından beri gündemimizde olan yeni coronavirüs ise daha önce insanda rastlanmayan bir tür. SARS’a neden olan coronavirüs ile aynı virüs ailesine ait olsalar da aynı tür değiller. Coronavirüsler hayvanlardan insanlara geçebilen bir virüs türü olduğu için zoonotik, neden oldukları hastalıklar da zoonotik hastalıklar olarak adlandırılıyor. İnsanların bağışıklık sistemi daha önce bu virüs ve bakterilerle karşılaşmadığı, dolayısıyla da vücutta daha önce bu patojenlere karşı bağışıklık gelişmediği için zoonotik hastalıklar ölümcül olabiliyor. Covid-19 ismine karar verilirken WHO danışmanları sadece hastalığa neden olan virüs türüne odaklandı. Co ve Vi coronavirüsten, “d” İngilizcede hastalık anlamına gelen “disease” kelimesinden, 19 ise vakaların görülmeye başlandığı yıl olan 2019’dan geliyor.

Kaydol:
Yorumlar (Atom)









